SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

MUSAKAT BAHSİ

<< 1588 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

83 - (1588) حدثنا أبو كريب محمد بن العلاء وواصل بن عبدالأعلى. قالا: حدثنا ابن فضيل عن أبيه، عن أبي زرعة، عن أبي هريرة. قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (التمر بالتمر. والحنطة بالحنطة. والشعير بالشعير. والملح بالملح. مثلا بمثل. يدا بيد. فمن زاد أو استزاد فقد أربى إلا ما اختلفت ألوانه).

 

{83}

Bize Ebû Kureyb Muhammed b. EI-Alâ ile Vâsıl b. Abdilâ'la rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Fudayl, babasından, o da Ebû Zür'a'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Hurma mukabilinde hurma, buğday mukabilinde buğday, arpa mukabilinde arpa ve tuz mukabilinde tuz misli misline peşin satılır. Her kim ziyade verir veya alırsa, muhakkak ribâ yapmıştır. Ancak cinsleri değişirse o başka!» buyurdular.

 

 

(1588) - وحدثنيه أبو سعيد الأشج. حدثنا المحاربي عن فضيل بن غزوان، بهذا الإسناد. ولم يذكر: (يدا بيد).

 

{…}

Bana bu hadîsi Ebû Saîd el-Eşecc de rivayet etti. (Dediki): Bize el-Muhâribî, Fudayl b. Gazvân'dan bu isnâd ile rivayette bulundu, yalnız, -biyedin- kaydını zikretmedi.

 

 

84 - (1588) حدثنا أبو كريب وواصل بن عبدالأعلى. قالا: حدثنا ابن فضيل عن أبيه، عن ابن أبي نعم، عن أبي هريرة. قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (الذهب بالذهب وزنا بوزن. مثلا بمثل. والفضة بالفضة وزنا بوزن. مثلا بمثل. فمن زاد أو استزاد فهو ربا).

 

{84}

Bize Ebû Kureyb ile Vâsıl b. Abdilâ'Iâ rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni FudayI, babasından, o da İbni Ebî Nu'm'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem);

 

«Altın mukabilinde altın, tartısı tartısına, misli misline; gümüş mukabilinde gümüş dahî tartısı tartısına, misli misline satılır. Her kim ziyade verir veya alırsa bu (yaptığı) ribâdır.» buyurdular.

 

 

85 - (1588) حدثنا عبدالله بن مسلمة القعنبي. حدثنا سليمان (يعني ابن بلال) عن موسى ابن أبي تميم، عن سعيد بن يسار، عن أبي هريرة؛

 أن رسول اله صلى الله عليه وسلم قال (الدينار بالدينار لا فضل بينهما. والدرهم بالدرهم لا فضل بينهما).

 

{85}

Bize Abdullah b. Mesleme El-Ka'nebî rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman yâni İbni Bilâl, Mûsâ b. Ebî Temîm'den, o da Satd b, Yesâr'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Dînâr dînâr mukabilinde satılır; aralarında fazlalık yoktur. Dirhem de dirhem mukabilinde satılır; aralarında fazlalık yoktur.» buyurdular.

 

 

(1588) - حدثنيه أبو الطاهر. أخبرنا عبدالله بن وهب. قال: سمعت مالك بن أنس يقول: حدثني موسى بن أبي تميم، بهذا الإسناد، مثله.

 

{…}

Bana bu hadîsi Ebu't-Tâhir rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dediki): Ben Mâlik b. Enes'i: «Bana Mûsâ b. Ebî Temim bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet eyledi.» derken işittim.

 

 

İzah:

Bu rivayetlerde kendilerinde, ribâ yâni faiz cereyan eden mallar nassan beyan buyurulmuştur. Bunlar: Altın, gümüş, buğday, arpa, kuru hurma ve tuzdur. Sair malların bunlara kıyas edilip edilemeyeceği hususunda ulemânın kavillerini az yukarıda 1585 te görmüştük. Burada şunu da ilâve edelim ki, illetde müşterek olmayan ribâ malları fazlalıkla ve keza veresiye satılabilir. Meselâ; altınla buğday, gümüşle arpa bütün ulemânın ittifakiyle bu şekilde satılabilir; fakat ribâ malları cinsi cinsine olursa biri peşin, diğeri veresiye ve keza biri noksan, diğeri fazla olarak satılamadığı gibi, teslim ve tesellüm yapılmadan satış meclisinden ayrılmak da caiz değildir. Satılan malların cinsleri muhtelif olursa, peşin teslim edilmek şartiyle fazlalık caizdir. Meselâ; bir ölçek buğday iki ölçek arpa mukabilinde satılabilir.

 

Ubâde b. Sâmit (Radiyallahu anh) hadîsi buğdayla arpanın ayrı ayrı iki cins olduğuna delildir, ki İmam Âzam, İmam Şafiî, Sevri ve diğer birçok ulemânın mezhepleri de budur.

 

İmam Mâlik, Leys, Evzâî, Medine ve Şam ulemâsının mütekaddimleri bunları bir cins saymışlardır. Bu kavil Hz. Ömer (Radiyallahu anh)'dan da menkuldür.

 

«Her kim ziyade verir veya alırsa, muhakkak ribâ yapmıştır.» cümlesinden murâd: Ziyâdeyi veren de alan da haram olan faizciliği yapmış ve Allah'a âsi olmuş sayılırlar demektir.

 

Bu rivayetlerde geçen «yeden bi yedin» yâni peşinen tâbiri bütün ulemâya göre teslim ve tesellümün şart olduğuna delildir. Bu hususta yalnız İsmail b. Uleyye muhalefet etmiş, cinsi cinsine satılmayan mallarda teslim ve tesellüm yapılmadan satış meclisinden ayrılmanın caiz olduğunu söylemiştir. Nevevî bunun hadîslere ve icma'a muhalif olduğunu kaydettikten sonra : «İhtimal o bu hadîsi duymamıştır; duymuş olsa muhalefet etmezdi.» diyor. Hadîs-i şerîf sahabenin sünneti teblîge ne derece büyük ihtimam gösterdiklerine delildir.